Kırmızı Şişko Ukala 3'ü Bir Arada Bolonya Gezi Rehberi

La Dotta, la Grassa, la Rossa ....italyanca şehir sıfatları 101 dersimize hoş geldiniz :) Bilge (ukala da denirmiş ama :) ),  şişko ve de kırmızı adı geçen sıfatlarımız bir de hızımı alamamışken Roma ebedi şehir (la città Eterna), Venedik Sakin şehir (la serenissima), Floransa da Güzel şehir (la Bella)  imiş.

Yukarda adı geçen şehirlerin gölgesinde kalmaktan intikamını lakapta hat trick yaparak almış Bolonya :)

Bilge şehir dünyanın ilk ve kesintisiz eğitim veren üniversitesinden dolayı, kırmızı tüm şehri ören tuğlalardan, şişko da gastronomik olarak tüm İtalya'nın göz bebeği olmasındanmış. Bolonya İtalya'nın Emilia Romania Bölgesinde. Bu bölge de tarımda ürün çeşitliliğinde kendini aşmış, İtalya'ya özgü lezzetlerde üst sıraları kimselere bırakmamış. Meşhur bolonez sos da buradan Parma da az ötesi..afiyet olsun! Ama boloneze İzmirlilerin köfte hesabı bolonez demiyorlar. Al ragu mevzu bahis sosumuzun bolonezcesi. Buralara gelmişken tortellini en brodo (et suyuna italyan mantıcığı, bir de asıl mantı gibi büyük boy olanı var o da tortellOni imiş - birbirinden çok farklı şeylermiş aman da sakın karıştırılmayaymış!) ....Yemek seviyorum vessellam ....alakasız girişler .....şu aşamadan toparlamaya hiç kasmayıp gelişmeye geçiyorum :)

THY İstanbul'dan Bolonya'ya direk uçuyor sağolsun, galiba Pegasus'da uçuyordu. Hava limanına indikten sonra Bolonya havaş'ı aerobus ile merkez istasyona ulaşabiliyoruz. Tek yön bilet 6 eur. Hava limanındaki otomatlardan nakit / kredi kartı ile alınabiliyor. Menünün ingilizce versiyonu da var. Kolayca halledilebilir. Ama eğer şehir merkezinde kalınıyorsa, iki kişiden itibaren bence pek de gerekli bir ulaşım şekli değil. Çünkü merkez istasyon şehrin merkezi değilmiş. Oradan 33 numaralı otobüse aynı biletle binip geldiğiniz yoldan geri dönerek şehir merkezine ulaşıyorsunuz. Eğer bu yolu takip etmeyip de direk taksiye binerseniz 15-20 eur aralığında bir fiyat ödeniyor. Biz dönüşte taksi çağırdık, durakla aradaki farktan 20 eur kadar tuttu. Yani merkez hava limanına yakın ve taksi de ekonomiyi bozmayan bir opsiyon.

Odamızın balkonundan şehir manzarası :) Kırmızı kulenin olduğu yer şehir merkezi

Biz B&B Al parco giardini margherita da kaldık. Çok sevimli bir aile işletmesi. Türkler kahvaltıda zeytin, peynir, domates seviyorlarmış deyip iki sabah da bize kahvaltıda sürpriz yaptılar. Aslında biz bulduğunu yiyen sorunsuz gezginler olsak da pek hoşumuza gitti bu jest :) bunlar haricinde ev sahibemizin kendi yaptığı reçeller ve kekler filan da gayet başarılı. İlk defa yurt dışında jöle kıvamında olmayan benim ağız tadıma uyan reçeller yedim. Odalar ses geçirmiyor, ve de dekorasyonu da çok sevimli. Asansör var, hemen altında da 7/24 açık carrefour bio, hatta bir adet bar, bir adet manav bir de eczane var Carrefour ile aynı sırada.

Bolonya Gezilecek Yerler

Odaya yerleştikten sonra hem Bolonya'da gezilecek yerleri gösteren kroki gibi bir şey hem de yakın yerlerdeki lezzet duraklarını gösteren ayrı bir harita veriyorlar. Banyo / duş başlığı da gayet mutluluk verici, internet hızlı...daha ne isterim :)

Gezilecek yerlere gelince bence Bolonya iki günlük bir şehir değilmiş. Çevre illeri hesaba katmıyorum. Şehir merkezi, kiliseleri, kuleleri, şehir müzesi, kütüphaneleri ve de denenecek lokanta - bar - dondurmacılarıyla çok daha fazla eğler benim gönlümü.

Ben konuya çok odaklanmadım (bahanem hep iki günden :) ) ama etraf bir kiliseler bölgesiymiş, isteyene her gün ayrı günah çıkarmalık çoktan seçmeli opsiyonlar muhtelifmiş. Ben gözüme 3 tane kilise kestirdimdi. Biri San Petronio Bazilikası, bir nevi merkez cami - son durak gitmeyeni dövüyorlarmış (camiye son durak ismi de çok manalı geldi bir anda :) ). Çok ihtişamlı olsun diye başlanmış ama ön görülen bütçe / gerçekleşen dengesi hayaller ve hayatlar bağlamında kalmış. Güzel içi geniş ferah ama bir eksiklik var onu da hissettiriyor. Bir de şapellerin birindeki Cennet Cehennem tasviri Dante'nin ilahi komedyasından ilham almış (Magi Şapeli). İkinci, San Domenico Bazilikası, orada da üç adet sevimli Michelangelo heykelciği var, ayrıca bu kilise bütçeyi insaflı yapıp hedefleri tutturmuş gibi. Bir zamanlar Mozart bu kilisenin orgunu da çalarmış. Üçüncü de Sette Chiese (yedi kiliseler) bölgesindeki Santa Stefano. Burası ayrıca Santa Gerusalemme (Kutsal Kudüs) bölgesi olarak da anılıyormuş. Hayaller gerçekler konusuna dönecek olursak üçte iki tuttu hedef. Santa Stefano kısmet değilmiş...

Bolonya'nın da eğik kuleleri var. Hem de bir değil iki tane. Bir birlerine doğru meyil etmiş kuzucuklar; Asinelli ve Garienda kuleleri. Asinelli uzun olanı; 498 basamakla tepesine çıkıp panaromik Bolonya manzarası almak mümkün. Giriş 3 eur. Buraya kadar her şey güzel. 498 basamak çıktınız, hava da sisli ama takılmadınız, bir tur atıp üç beş instagramlık poz aldınız, sonra aşağı inmeye niyetlendiniz. İşte bu kısım çıkmaktan daha zor. Ama bir şekilde oluyor tabi cesaretiniz kırılmasın. Ben yaptımsa hepiniz aslasınız kaplansınız :)

Küçük olanı Garienda sanırım bu sıralar restorasyondaymış, ona da çıkmak mümkün müydü restorasyonda olmasaydı bilmiyorum - iki günlük gezi bahanesi! :)

Restorasyondan başlamışken Piazza Magiore'deki meşhur Neptün Çeşmesi de başka bahara inşallah. Köşesinden uçundan bile herhangi bir açıklık yok. Ama hemen sağındaki bina (caddeyi arkamıza alırsak) gezilecek kütüphanelerden ilki. Giriş ücretsiz, kütüphane kısmı üyelik sistemi Bolonyalıları enterese edecek bir durum (benim açımdan - 2 gün!) soğuk havalarda soluklanmalık, internete girmelik (free wifi) ve kahve içip etrafı gözetlemelik güzel bir yer. Altında geçmişten günümüze ulaşmış bir takım kalıntılar var - merak eden varsa araştırsın :)

Karşısındaki binada ve meydanda şansımıza Çikolata festivali vardı! biz de kokuyu takip ettik :) Galiba her sene Kasım zamanı olan bir festival. Etrafta insanlar bol bol şarap içip çikolatayla şenleniyorlardı....sevimli bir ortam :)

Gezilecek ikinci kütüphane yine buraya çok yakın. Teatro Anatomico Dell'Archiginnasio. Burası da Bolonya'yı bilge yapan Bolonya Üniversitesinin ilk kampüsüymüş. Müze gibi biletle gezilen bir kısmı vardı, biz oraya girmedik. Sanırım orası asıl Anatomi anfisi. Burası insan vücudu üzerinde parçalama - ayrıştırma (kadavra tabi) yapan ilk üniversitelerdenmiş. Binanın diğer alanları biletsiz geziliyor - yani yine emin değilim biz gezdik bilet soran - satan olmadı :)

Enzo Ferrari (Tifosiler not ediversin :) ), Giorgio Armani, bir kısım Papa ki 6. Alexander dahil (The Borgias - original crime family) bu üniversitenin öğrencilerinden ayrıca da Erasmus'un bizzat kendisi burada eramus yapmış :)

Bol resim çekip instagramda paylaşmalık mimari öğelerimiz revaklar da var. Bolonya'yı kışın gezenler ıslanmasın diye vakti zamanında tüm şehri revaklarla donatmış o zamanın büyükleri .... dermişim :) yani nedenini bilmiyorum ama tüm şehir revaklarla donatılmış, bu sayede yağmur kışın gezerken sorun yaratmıyor, yazın da güneşten koruyormuş....kaç faktör inşaa edildi acep :)p... ok fazla iğrençleşmiyim!

Bizim vaktimizin yetmeyip de gelecek sefere inşallah listesine giren bir Bolonya şehir - tarih müzesi var; Museo della Storia di Bologna (güzel dil şimdi :) ). Burası interaktif bir müze imiş ve gezmesi de pek keyifliymiş.

Güzel havalarda keyfini çıkarmalık Bolonya'nın gizli kanallarından Venedik Penceresi diye geçen yer - Piella Caddesindeymiş

MAMbo - Museo d’Arte Moderna di Bologna / Bolonya modern sanat müzesi; şimdi önlenemez bir biennal bağımlılığım olsa da modern sanat için Bolonya'lara kadar gitmem ama ismi pek sempatik. Yani ben gitmem yanlış yönlendirmiş olmayayım, meraklısı not ediversin!

Ben yine meraklısı olmasam da şehre otobüsle yaklaşık 50 dakika uzaklıkta Lamborghini Müzesi varmış. Çağlar boyu Lamborghinileri görmeye otobüsle gitmek isterseniz merkezden müzeye yakın Sant'Agata Bolognese durağına 576 No'lu otobüs varmış (Crevalcore yönünde binilecekmiş).

Son olarak ben park bahçe gezmeyi çok seviyorum. Yine bizim pansiyonun yanında pansiyona adını veren Margherita Bahçeleri vardı. Soğuktan pek odaklanamadık. 1875'ten beri bize oksijen sağlıyormuş kendisi. Ayrıca yazın gidecek olanlar için akşam gece klubüne dönüşen bir şale varmış (sayfiye evi - galiba Yıldız Sarayındaki Şale Köşkü de bu kelimeden...sanırım benim için bir aydınlanma anı :) Chalet mevzu bahis kelime :) ).

Bologna Yeme İçme

Şimdi gelelim şişko olana :) Biz ilk gün Rosarose Bistro ikinci gün Eataly'nin ikinci katındaki Trattoria'da yemek yedik. Deniz mahsullü makarna ve TortellOni çeşitlemelerinin vejateryan versiyonlarını denedik. Gayet başarılıydı. Şaraplar nam nam. Hiç bolonez soslu makarna denemedik çünkü hepsi domuz etinden yapılıyormuş. Siz sığır etinden yapılanı bulursanız bana da haber edin pls not edivereyim. Bu arada dedim miydi ama bolonez sos Ragu ...dedimdi üst taraflarda hatırladım :)

Bolonya'da akşam saat 7 gibi herkesler şarap ve atıştırmalık olayını giriyor. Soğuk etlerden kanepeler, bir de peynirli versiyonları servis eden çok yer var. Hem de çok cıvıl cıvıl. Biz Caffe del Mercato ve Le Mercanzie'yi denedik Mercanzie'de atıştırmalık kanepe tabağı ikram ama biz tok olduğumuz için yiyemedik.

Le Mercanzie'den önce tüm bloglarda TT olan Le Stanze'ye gittik. Burası eskiden kiliseymiş, şimdi ise bistro ... düşüncesi bazılarının yüreğine indirebilir mazallah :) Atmosfer alır başını gider zannettik biz ama sonra pek sakin biraz da ruhsuz geldi. Belki daha geç gitmeliydik. Meydanın cıvıl cıvıl ortamında Le Mercanzie içimizi daha çok açtı.

Dondurmacılardan da La Sorbetteria Castiglione'yi denedik - yine pansiyonumuza çok yakın -  aman zaten her yer yakında - Ludivico ve antep fıstıklı dondurma denedim ben. Gülşen de fıstıklı denedi ama ikinciyi hatırlamıyorum. Dondurmaların çok sevimli isimleri var. Ludivico fındıklı bir çeşit dondurma idi. Gayet güzel mutlaka deneyin, ayrıca burası yerellerin tercihiymiş. Genel intiba kasım ayında gittiğimiz için olabilir ama her yer yerellerin tercihi bence çünkü etrafta fazla yabancı turist yoktu :) hatta magnet satan yer bile neredeyse yoktu!

Ayrıca pansiyonumuz Pizzeria O'sole Mio, Pasticceria Regina di Quadri (burası pastane), Antica Trattoria Romagnola, Fram Caffe (Vegan - vejeteryan), Vagh in Uffezzi ve Osteria La Tigre'yi öneriyor.

P.S. İzmir köfte İzmir'de salçalı köfteymiş, Çerkesler de bu arada çerkes tavuğu adına gıcık oluyor, o da cevizli tavukmuş...

P.S. 2 Palazzo Archiginnasio gerçekten ücretsiz gezilebiliyormuş, sizler için araştırdım onayladım - arıza çıkarsa topu tamamen budget traveller 'a atma hakkım her daim baki yalnız :)

P.S. 3 Trattoria günlük malzeme ne varsa ona göre menü çıkaran restoranlar.

Final P.S. İçinde benim bulunduğum foto'larda credit tümden Gülşen K. :)

Previous
Previous

Gezilmesi Oy Birliğiyle Onaylanmış Venedik Gezi Rehberi

Next
Next

Paris Gezi Rehberi