İsmi Sanki Bir Yerden Tanıdık Gelen Padova Gezi Rehberi

Hiç uzatmadan konuya gireyim, geldiğimden beri (ara ara tabi ki yoksa Padova ile kafayı kırmadım) bu isim bir yerden tanıdık ya bol entrikalı bir tarih dizisinde Padua'lı biri vardı ya da bol entrikasız tarihi bir çizgi filmde karikatür bir karakter miydi diye düşünüyorum ama şu ana kadar daha net bir görüntü belirmedi kafamda. Belki yazı bitene kadar bir şeyler oluşur deyip başlayalım Padua gezi rehberine.

İtalyanlar bu şehre Padova diyorlarmış ki bence bu şekil telaffuzu daha kolay. Bu kolaylık bize ne faide sağlar kısmına fazla takılmadan bir sonraki cümleye ilerleyebiliriz. 

Padua Venedik'e yakın şehirlerden bir tanesi. Kanımca şehirdir, konuya pek odaklanmadığım için idari durumuna pek vakıf değilim. Biz Venedik'ten Verona'ya trenle giderken oradan geçince neden olmasın diyerek şans verdik. İyi mi yaptık konusu Gülşen'de de bende de net değil ama kötü yaptık gibi de gelmedi :)

Padova Ulaşım

Biz Venedik'ten trenle geldik yol, yaklaşık yarım saat sürüyor ve bu süre için İtalya Demiryollarının sizden talep edeceği bedel yaklaşık 4,5 eur. Yani vaktiniz varsa neden olmasın.

Biletleri Venedik Santa Lucia tren istasyonundaki makinalardan yola çıkmadan önce aldık yani önden bilet almak için her hangi bir çaba içine girmenize gerek yok.

Padua'da trenden inince şehir merkezine doğru yollanmayı uygun gördük. Ben yer yön bulmak için yurtdışında offline çalışan maps.me'yi kullanıyorum. Wifi bulduğunuz bir noktada ya da benim gibi gitmeden önce gideceğiniz yerin haritasını indiriyorsunuz, sonra o sizi gittiğiniz yerde bir şekilde hedef destinasyonunuza ulaştırıyor. 

Hedef destinasyonunuz en kısa yoldan ulaştırmaya çalışırken en sempatik yerleri seçmemiş olabiliyor ama seçilen yerlerde bir sıkıntı yok. Burada da trenden inince uygulamayı açtık, eski şehir yoluna revan olduk, sonra etraf bize pek bir Hindu-Çin gözüktü. Acaba dedik İtalya'nın en uzak doğu esintili yerine mi düştük. Biraz ilerleyince beklediğimiz orta çağ italyan peyzajları belirdi biz de anlık mevsim değişikliklerinin üstünde durmadık. Dönüş yolunda aynı uygulama bizi yine eski şehir den farklı bir yoldan tren istasyonuna ulaştırdı, bu sefer ortam hep Kuzey İtalya idi. 

Biz Padua'ya yarım gün ayırdık, mevsim itibariyle bize kafi geldi. Ama daha ılıman mevsimlerde daha uzun süre de sizleri eğleyecek imkanlar sunuyor.

Biz biraz aç olduğumuz için önce rastgele The Squid Hamburgeria di Mare'ye oturduk. Burası Deniz ürünleri Hamburgercisi. Servis aşırı yavaş ama bu konuya biz genel olarak takılmıyoruz. Tatildeyiz, bir yere yetişme telaşemiz yok. Önden bir karışık deniz ürünleri tabağı sipariş ettik, sonrasında da balıklı bir hamburger. İlk tabak aslında iyiydi ama Gülşen de ben de kızartmayı ağır buluyoruz, hamburgerler hiç başarılı değildi. Çok başarılı olmasa da karnımız doyduğuna göre gezmeye başlayabiliriz.

Padova Gezilecek Yerler

Görmemiz gereken ilk yer Sant'Antonio Bazilikası imiş, peki ama sorun olmayacaksa biz dışardan bakalım :) Çok büyük bir yapı, tipi güzel şimdi yalan yok. 

P.S. 1 Galiba Padua'yı ne tarihi bir diziden ne de bir çizgi filmden hatırlıyorum. Bu bazilikaya ismini veren Antuan bizim İstiklal Caddesindeki Aziz Antuan Kilisesine ismini veren Aziz Antuanmış. Dünyevi hayatına Lizbon'lu Fernando olarak başlayan bu aziz kimsemiz geçmişi ile ilişkisini kesmek isteyip Antuan adını almış, Fransisken tarikatına katılıp bir takım hayırlı işlerde bulunmuş. Öldüğünde Padua'ya gömülmek istemiş, ve gömüldükten sonra mezarında gerçekleştiğine inanılan mucizelerden sonra dönemin papası tarafından azizlik mertebesine yükseltilmiş. İstiklal Caddesi üzerindeki kilise de Fransisken tarikatına ait bir kilise imiş. Kiliseye de mevcut cemaatten bir aziz ismi uygun bulmuşlar.

Biz gezilecek yerlere dönelim. Sant'Antonio ihtişamlı olabilir ama buraların en merkez camisi Padua'nın Duomo'su imiş. O da epey bir alan kaplıyor. Dışı pek çaktırmasa da ihtişamı içinde saklıymış. Biz bugün dışarıdan bakmak modunda olduğumuz için kilisenin biraz ilerisinde bu gezinin payına düşen tarihi meydan Piazza dei Signori'ye yollanıyoruz. Bu meydanın simge yapılarından bir tanesi belediye binası. İçini belli bir ücret karşılığı gezebiliyormuşuz. Biz gezmedik.

Dini yapılardan devam edecek olursak rehberler bir de Capella degli Scrovegni'yi görmemiz konusunda ısrarcılar. Bu kilisemizin de freskoları çok ünlüymüş. Uygun mevsim koşullarında burayı bence görülecek yerler listenize alabilirsiniz çünkü bu bina Giardini dell'Arena içerisinde. Burası bir park ve mevsiminde çok güzel oluyormuş. Biz yine önünden geçmekle yetindik :)

Gezilecek park bahçelerden devam edersek Orta Botanico'da yedi iklim dört bucaktan olmasa da çeşitli bitki seçeneklerini bize sunuyormuş. Kanımca biz buranın önünden geçmedik :)

Bu yerlerin haricinde Padova'da bize kendi çapında kanal deneyimi sunuyor. Venedik'ten gelmiş olsak da buranın kanalları nasılmış şöyle bir bakabiliriz.

Biz yarım günlük her şeye dışarıdan bakma turumuzu tamamladıktan sonra Piazza dei Signori meydanı ile Giardini dell'Arena arasında kalan Gelateria Gianni'de dondurma yedik. Burayı kesinlikle tavsiye ederiz. Bütün ürünler organik ve doğal malzemelerle yapılıyormuş. Bütün ürünler dedim çünkü dondurma harici seçenekler de mevcuttu.

Dondurma sonrası biz günlük Padua dozumuzu aldığımıza kanaat getirip tekrar tren istasyonuna yollandık. Bizim gezimi ocak ayındaydı. Yani park bahçe açısında pek verimli sayılmayacak bir sezona denk geldik ama kanımca bahar aylarında buralardan epey keyif alabilirsiniz.

Son olarak Venedik'te kalıp Verona gezisi dönüşü buraya gelmeye karar verdiğimizi tekrar yazarak buralara ait rehberlerimi pazarlama imkanını pas geçmeyim :) Yarım günlük bir geziden bir adet ara P.S. çıkarabildim. Yani bu yazı burada biter :)

Previous
Previous

Bir Çalgıcı Şehri - Bremen Gezi Rehberi

Next
Next

Günü Birlik Juliet Taciz Etmelik Verona Gezi Rehberi